Yaşam ödün vermez
Başlangıcının olup, olmadığını bile bilemediğimiz evrendeki olaylar asla tesadüfen oluşmaz. Çünkü, bilinen evrendeki maddenin temeli atomun fiziksel ve kimyasal niteliklerini oluşturan molekülleri rastgele hareket etmez.
Her bir molekül, en yakınındaki molekülün ısı ve basınç değerini kendi değerleriyle kıyaslar, en düşük, en basit değer yönünde bilinçli şekilde hareket eder. Bu hareket, yaşamın olmasını sağlar ve bu harekete “Nedensellik ilkesi” denilir.
Yani; hiçbir şey bana ait… hiçbir şey benim ve ben, kim değilimdir.
Nedensellik ilkesinin bir güzel tarafı, atom altı parçacıkların sürekli olarak yaşamın basit olarak yenilenmesini sağlayan enerjisi ile bilginin ortaklık planını desteklemesidir. Bir ortaklık planı olan çevre, kendi gerçekliğini çevrenin etkisiyle en ekonomik olana göre şekillendirir. O yüzden, bilgi “Kendi Kendini Örgütleme” ilkesine göre, her an kendini yeniler.
En ekonomik olarak şekillenmiş canlı (evrende cansız hiçbir şey yoktur), ekonomik dengesi bozulduğunda “şartları gereği” kendini ortadan kaldırır. Bu, evrendeki her canlı için olmazsa olmaz son; “Ölüm”dür. Bizler, insan türü, bu yaşamın bir parçası olarak, bilginin aktarımına katkı sunan, en ekonomik şartları yerine getirerek zenginleştirme özelliğine sahip hayatlarız. Zenginliği anlamadan kişiselleştirdiğimizde ise sadece yineleriz.
Yaşam olur… kendini yinelemez, oluşturmaz ve ekonomik şartlarından asla ödün vermez.